28 Mart 2014 Cuma

KORKU

     Etrafta kimse yok. Sessizlik sakinlik her yere hakim. Bazen çıt bile çıkmıyor bazen yer sallanıyor. Kendimi oyalamak için bir şeyler yiyorum, bir şeyler izliyorum, oraya buraya gidip geliyorum. Mutluyum. Sevdiğim şeyleri yapıyorum. Sonra saate bakıyorum 3 olmuş. Ellerimi suyun altında tutup suyu hissediyorum. Kendime bakıyorum sonra da elime. Elimi havaya kaldırıyorum sular damlıyor. Bunu görünce de mutlu oluyorum. Suyu hissettiğim için. Ama bilmiyorum birazdan olacak şeyleri. Mutlulukla hissettiğim suyun yerini başka şeylerin alacağını.
...
     Birden kalbim güm güm atmaya başladı. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ellerim kontrolden çıktı titremesine engel olamıyorum. Kalbim yerinden çıkacak neredeyse. Hiç beklemediğim bir an. Sanki bir anda biri bir şey yaptı ve beni alıp başka bir yere koydu. Bu nasıl his. Allah'ım hayatında hiç bayılmamış olan ben neredeyse bayılacağım. Hemen koşuyorum kilitliyorum kendimi. Artık ayaklarım da başka alemde. Beni taşıyamıyorlar. Titremelerinden küçük çapta deprem olacak gibi. Artık kendimi hiç kontrol edemiyorum ve olduğum yere çöküyorum. Nefes alış şeklim değişti. Kendimde hiç bir şey olması gerektiği gibi değil. Her organım kendi halinde ama hepsinin ortak tek bir şeyi var; korku. Gözlerimi kapatıyorum. Olmayan şeyler duymaya başladım. Artık korkunun zirvesindeyim. Kocaman karanlık bir boşluktayım..
...
   Sonra biraz zaman geçiyor. Etraf aydınlandı. Biraz bekliyorum. Sakinleşmeye başladım. Aldığım nefesin farkındayım şimdi. Dudaklarıma ince bir tebessüm yayıldı. Biraz düzeldim ama hala titriyorum. Buradan şimdi çıkmam lazım yoksa kalacağım, farkındayım. Ayaklarıma güveniyorum kalkmayı deniyorum. Yaşasın!! başardım. Ayaktayım. Arkamı dönüyorum anahtara dokunuyorum ve derin bir nefes alıyorum. ÇIKKK. Kilit açıldı. Bir derin nefes daha. Kapının kolunu tuttum. Nefesimi verdi. Kapıyı açtım kafamı uzattım ve etrafı dinledim. Her şey yolunda gözüküyor. Bir tek şey dışında: Bana bakan ve garip sesler çıkaran mavi dışında. Hızlı hareket ediyorum hemen odama koşuyorum. Odamı kilitliyorum bu sefer. Dışarıda ne olursa olsun artık umurumda değil burası benim en güvende olduğum yer, benim sığınağım, yani bana öyle geliyor. Camı kontrol ediyorum. Hemen elime silahımı aldım. Yorganı kafama çektim diğer elimde de sıkı sıkıya tuttuğum silahım var. Derin nefes aldım. Ama uyuyamıyorum sürekli sıçrıyorum. Elimi kontrol ediyorum, evet hala orada. Ohhh! Tekrar deniyorum uyumayı ama olmuyor gene olmuyor. Işık hala açık. Sesleri duyuyorum hala. Gözlerimi kapatıyorum. Tekrar deniyorum. Bu sefer olacak gibi. Silahımı gevşettim elim acımış. Yavaş yavaş dalıyorum. Uyudum artık.
          Uzun zamandır hissettiğim en büyük ve kalbimi güm güm arttıran tek heyecan, evde tek başıma olduğum gün, gecenin bir yarısı yüzümü yıkarken elektrik gittiğinde, kendimi banyoya kilitleyip, dizlerim beni taşımayacak kadar titrediğinde yere çöküp elektriğin gelmesini beklediğim an oldu. O beş dakikalık anda ben bir on yıl kadar yaşlandım, saçlarım beyazladı, kalp hastası oldum. Kombiden korktuğum için sabaha kadar da ışık açık yatmıştım bir elimde de el feneri vardı tabi. Ne korkunç bir geceydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder