8 Aralık 2014 Pazartesi

Umutsuz vaka

Bazen diyorum ki; nolcak ya yap işte sadece yap. Tek yapman gereken sadece yapman. Sonucunu düşünmeden yapman. Kritik bir anda birine mi sarılmak istiyorsun, birini mi öpmek istiyorsun, bir şey mi söylemek istiyorsun. Sadece yap. Ne olacak.  N-e o-l-a-c-a-k !!
Sonra da..

Sonra da diyorum ki; sevmek bir ömür sürer sevişmek bir dakika. Böyle anlık isteklerle yapılan şeylerin kalıcı sonuçları oluyor. Bazen değiyor bazen değmiyor. Ama genellikle değmiyor. Örnek vermemi istersen eğer.. Tamam vereyim. Madem istedin. Mesela değer verdiğin biriyle kavga ettin geleceği belirsiz gördü ayrılmak istediğini söyleyecek ve sen bu durumun farkındasın. Ama sen ayrılmak istemiyorsun. Son kez buluşmak istedin tamam dedi. Konuştunuz her şey söylendi, durumu sözlerinle düzeltemedin. Ne yapabilirsin? Sarılabilirsin hayır dersin lütfen dersin. Ya da öpebilirsin vazgeçmemesi gerektiğini göstermek istersin. İki durumu da inceleyelim şimdi: sarılırsan seni itebilir bırak bitti der, sen ise gözükmeyecek nasılsa deyip giydiğin ama ayakkabını çıkarmak zorunda kaldığın bir anda gözüken yırtık çorap gibi kalırsın öyle. Utanırsın. Bir daha yırtık çorap giymeyeceğim dersin. Öpersen eğer daha feci diye düşünüyorum. O zamanda hem öpmüş hem ayrılmış olacaksın. Son öpücük aklından çıkmayacak kahrolup gideceksin.

Ya da bunların tam tersi. Bir sarılmayla bir öpücükle her şey yoluna girmiş olacak. Bilemeyiz ki yaşamadan yapmadan nasıl bilebiliriz?
Ama benim asıl söylemek istediğim; bir şeyi yaparken hem iyi hem de kötü tarafını düşünerek yapmamız gerektiği. İki türlü sonuca da hazırlıklı olup en az zarar veren yoldan halletmeye çalışmamız gerektiği. Herkesin mutlu olabileceği sonuçları seçmek için çabalamamız gerektiği.

Ben mesela kendimi düşünüyorum. Nasıl yapardım diye. Hayatımda genel olarak düşünerek yaşadığım için ben ne öperdim ne de sarılırdım. Çünkü iş o dereceye gelmişse sevgi namına bir şey kalmamıştır. Sevgi yoksa sahte bir şey vardır. Bu da benim kaldırabileceğim bir şey değil. Sevgi yoksa hiç bir şey yoktur. Sevgi varsa her şey vardır. Risk bile gerekli durumlarda alınmalı her ne kadar söylediğim şey sözlük anlamıyla çelişse bile. Her neyse. Ben biraz garantiye almayı seviyorum. Sarıldıktan sonra itilirsem eğer hem değmeyecek birine benim gibi bir insan nasıl bu kadar değer verebilir diye üzülecektim, hem bir daha hayatım boyunca birine sarılacak güveni kendimde bulamayacaktım. Bu yüzden tamamen grantiye alamamakla beraber ben ihtimaller üzerine değil de gerçekler üzerine bir şeyi kurup orda devam etmekten yanayım. Şimdiye kadar böyleydi bir zararını görmedim. Bundan sonra da fikrimi değiştirecek  bir şey olmadığı sürece böyle devam edecek.

Yıllar yıllar  önce yazdığım ve bu cümleyi bana yazdıracak, içimden çıkaracak olay neydi onu hatırlayamadığım fakat çok fazla sevdiğim bir cümlem var: ayrıntılar bütünden daha önemlidir fakat bütünün önüne geçemeyecek kadar da zamansızdır.  İşte böyle. Ayrıntılar her zaman bütünden önemlidir. Çünkü bütünü ayrıntılar kurar. Bütün ayrıntıların üzerine kuruludur. Ayrıntılar olmazsa bütün de olmaz. Bu ikisi birbirine bağlıdır. Ama zamanı gelince önde gözüken bütünün hiç bir önemi kalmaz. Ayrıntılar maskeyi yırtmış gerçeği ortaya çıkarmıştır.

İyi geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder