29 Nisan 2014 Salı

Mızıkanın Gözyaşları

     Gecenin 03:04 ünden merhaba… Aslında bilmiyorum ne yazacağımı. Gene bir film izledim. Babil. Şu an hayatta en gerçek duygunun acı olduğunu düşünüyorum. Mutluluk kendini kandırmaktan başka bir şey değil. Dünyada acı varsa mutluluk çok aciz, çok yapay, çok basit. Başkası ağlarken, acıyı sadece gözlerde görebilirken, acı artık o insanların benliğine yerleşmişken, onların tarafından baktığımızda acıyla hayat arasında hiçbir fark yokken, buradan baktığımızda umursamazlık görebiliriz. Çünkü biz modern insanlarız. Çünkü biz bulunduğumuz konuma gökten zembille indik. Çünkü biz acı nedir sadece bakarak anladığımızı sandık. Seni anlıyorum, dediğimizde sanki gerçekten anladık. Ama aslında bir şey bilmiyoruz. Ne bileyim.. Belki de saçmaladım sen de haklısın.
     İlerde evim olursa televizyon olmayacak evimde. Yasal uyuşturucu çünkü. İletişim çağında gerçek iletişim kuramıyoruz. Televizyonun yerine filmleri koyabiliriz bence. Haber izlemek kadar saçma başka bir şey varsa o da gene haber izlemektir.
    

dört yanımda dört nasihat
az gülüş bol zayiat
ölsem ala, dayanmak zor

senden bana zor bir miras 
bol çetrefil, bol viraj
ölsem ala, dayanmak zor

nerelere gideyim..


     
     Sevgili Dost,
     Günlerdir bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Yağmur suları şehrin göbeğini göle çevirdi. Sokakların kiri aktı, kalbimizin kiri duruyor. Yağmur suyu yumuşatırmış değdiği yeri. Rahmet! Gelin yıkmayalım, yıkayalım bu şehri!
      Posta Kutusundaki Mızıka/ A. Ali Ural

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder