8 Ekim 2012 Pazartesi
Ön Yargıyı Kılıçlayan Gözlem
Gözlem yapmak ve rahatlamak. Nasıl ?
Bir insanı anlamak için sadece karakterine değil görünüşüne de dikkat etmemiz lazım ki bu sayede onu tam olarak anlayabilelim. Hiç tanımadığınız bir insanı düşünün, ilk defa görüyorsunuz. Kaşları düz, ağzı küçük. Size ilk hissettirdiği şey büyük ihtimalle ''soğuk'' biri olması. Çünkü '' - '' bu şekildeki kaşın suratında ilk bakışta ifade yoktur. '' _ '' Bu şekildeki küçük ağızda ilk bakışta ifade yoktur. Büyük dudaklı biri ya da kaşları düz olmayan biri size daha sıcak gelecektir. Çünkü suratında ifadeli olmasını sağlayan yardımcılar var ve sempatik algılanır. Elmacık kemikleri bir insanı daha sempatik gösterir. Bunlar gibi bir sürü şey (boy, kilo, surat yapısı, beni, eli, ayağı, gözü, TEN RENGİ, ...) insanın nasıl göründüğü kısmında çok büyük etkiye sahiptirler.
Bunları yazmamda ki sebep insanların ön yargılarının ''gerçeğin'' önüne çok büyük set çekmesi. Çok soğuk olduğunu düşündüğünüz bir insanın gülüşünü hiç gördünüz mü? Ya da çok iyi çok masum göründüğünü düşündüğünüz birinin gözlerine hiç dikkat ettiniz mi? Düşünün; onu hiç ağlarken gördünüz mü? Kötü sandığınız birinin bir hayvanı nasıl sevdiğini gördünüz mü? Vicdansız dediğiniz birinin nasıl yardım ettiğini gördünüz mü? Umursamaz, duyarsız olmadığını düşündüğünüz birinin sokaktaki bir çocuğun yanından nasıl o yokmuş gibi geçtiğine dikkat ettiniz mi? .... Söylemek istediğim her masum görünen insanın aslında kötü olduğu değil olabileceği. Yani masum görünüyorsa gerçekten masum da olabilir. Zıtlıklar insanın dikkatini hem daha çok çeker hem daha çok dikkat dağıtır.
Ben bunları yazdım diye ön yargılı değilim diyemem çünkü ben de ön yargılı biriyim ve biriydim.. Biriydim diyorum çünkü artık bazı şeylerin ön yargıyla değil benle ilgili olduğunu buldum ve artık vazgeçtim. Biriyim diyorum çünkü Allah'ın bir insana aklı, beyni, fikri her neyse boşuna vermediğini düşünüyorum ve o sana verilen şeyi doğru kullanmadığında -bana göre tabi ki veya genel olarak- nasıl kullanmazsın diye düşünüp ilk hareketlerinden dolayı ön yargılı yaklaşıyorum. Ve bu senden çok bana zarar veriyor. Kendimle mücadelem çok büyük değiştirmeye önce kendimden başlamalıymışım ve başlamalıyız.
.... Ayrıntılar bazen bütünden daha önemlidir, gerçektir ama bütünün önüne geçemeyecek kadar da zamansızdır.
16 Ağustos 2012 Perşembe
İNSANLAR...Ataol Behramoğlu
İnsanlar da ülkelere benziyor
Sınırları var, yüzölçümleri
Yasaları var
Bayrakları, ilkeleri
Kimi dağlık bir arazidir.
Kimi kıraç
Kimi bereketli
Kimi dardır
Kimi engin göz alabildiğince
Kiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir.
Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeri
Sonuçta ne küçümse insanları kızım
Ne de önemse gereğinden çok
Ama anlamaya çalış
Nedir ve ne kadar genişleyebilir yüz ölçümleri.
7 Haziran 2012 Perşembe
Bir Kaza..
..her yerin sıcacıktır. Üşümeni gerektiren bir şey yoktur. Ama birden için üşümeye başlar. Nedensiz yere titrersin. Kim bilir belki gerçekten üşümüşsündür.
..hayat kısa.15 saniye kadar kısa. Yaşadıkların seni şekillendirir. Bir şeyler yaşarsın biter o sonra. Geçti dersin. Zaman lazım dersin. Doğrudur da. Doğru olmayan zaman geçerken sende bıraktığı izdir. Zamanla başka olur ama ya o izi ne yapmalı. Hadi unuttun diyelim. Biri bir gün sorarsa o kadar yürekli misin anlatmaya.. Ya da boş ver demeye.
..üzülürsün çünkü yaşadıklarının nedeni çok saçmadır. Gereksiz onlarca şey. Mutsuz olmak için harcadığın çaba. Başarılı da olursun. Sonra pişman olmak da var tabi. Ama artık çok geçtir. Düşündüklerini yazamazsın. Oysa ki kafanda şekillenmişti her şey. Ama hayat da öyle işte. İstediklerini her zaman uygulayamıyorsun.
..üzülmek çok saçma. Bazen mutlu olmak da. İkisinin de sonu var.. İkisi de biter.
24 Mayıs 2012 Perşembe
Neden İnsan Neden
Bilgisine güveni olmayan insanlar dışarıdan gelen tepkileri kontrol edemeyeceklerinden elindeki yetkiyi yanlış kullanıp susturma yoluna giderler. Sindirilmiş olmanın temelde büyük acı ve sorumluluk yüzünden ortaya çıkmış olması nedeniyle sindirme politikasının seçilmesi doğaldır. Yapılan şeyin kendince doğru olduğu düşünülür ve empati kurma yoluna gidilmez. Önceden kendine yapılan şeyleri, yanlış olduğunu bildiği halde, zamanı geldiğinde diğer kişiler üzerinden gösterir.
Bu yüzden herkesin anne-baba ve öğretmen olmaması gerekir. Çünkü bu iki temel nedeniyle toplum şekillenir. Toplumda olan iyi ya da kötü olayların tek sorumluları anne-baba ve öğretmenlerdir.
Bu yüzden herkesin anne-baba ve öğretmen olmaması gerekir. Çünkü bu iki temel nedeniyle toplum şekillenir. Toplumda olan iyi ya da kötü olayların tek sorumluları anne-baba ve öğretmenlerdir.
17 Nisan 2012 Salı
Sorma Ne Haldeyim..
Gün gelir herhangi bir yerde ansızın tekrar çalar o 'şarkı'.. Bu sefer hissedersin aynı şeyleri hatta daha da fazlasıyla hissedersin.. Çünkü yaşadıklarına biraz daha bir şeyler eklenmiştir..
...
9 Nisan 2012 Pazartesi
Yağmur Damlası
Yere düşen ilk damla olmanın heyecanı vardır o eşsiz yağmur damlasında. Ama korkmaz ilk olduğu için. Çünkü bilir arkasından arkadaşlarının da geleceğini. Sonra hep beraber olurlar. Aynı yollardan yuvarlanmaya başlarlar. Sonra aynı deliğe düşerler. Başka başka arkadaşları olur; Kalabalıklaşırlar. Bazen sığmazlar çılgınlık yapıp taşarlar benliklerinden. Sonra aniden ayrılıverir kardeşlerinden. Bir anda tek damla olmanın korkusunu yaşar. Belki arabalar geçer üstünden bir oraya bir buraya sıçrar durur. Bir yerde tutunmaya çalışırken güneşin kendisini yok ettiğinin farkında değildir. O diğerlerinin gök kuşağının resmini çizmesini izler durur. Sonra bir bakmışsın yeni oluşlara kucak açmak için kaybolup gitmiştir..
2 Nisan 2012 Pazartesi
O Heyecan
Zamanın Kullandığı İnsan;
Zamanın o an kullandığı eşyalardan biri olan ben, zamanın istediği anda istediği yerde senin tarafından görüldüm. Sen dedin ki olabilir miyiz... Zamanın oynayacağı adi oyunu bilmeden zamanla olur diyerek zamana güvendin. Zaman kendi görevinin en olağan ama en kuvvetli gereği olarak ilerledi..ilerledi.. Sonra ne beni görmeye; ne de benden bir haber sana umut olacak bir şey bir kırıntı bulmaya başladın.. Sonra zamanın sana kendini unutturduğu anda, artık adımı anmayı unuttuğun zamanda belki, birden beni gördün. İşte zamanın yaptığı en zalim şey gerçekleşti. Şimdi sen ne yapacaksın? Ya beni zamanda bırakacaksın ya da zamanın sana başka oyunlar oynamasını bekleyeceksin.. Ama duyacağın o küçük mutluluk o tarifsiz panik, paniğin heyecanı sana yetecek mi? Sonra bir zaman oyunu daha..ve ben gene gideceğimm..
Zamanın o an kullandığı eşyalardan biri olan ben, zamanın istediği anda istediği yerde senin tarafından görüldüm. Sen dedin ki olabilir miyiz... Zamanın oynayacağı adi oyunu bilmeden zamanla olur diyerek zamana güvendin. Zaman kendi görevinin en olağan ama en kuvvetli gereği olarak ilerledi..ilerledi.. Sonra ne beni görmeye; ne de benden bir haber sana umut olacak bir şey bir kırıntı bulmaya başladın.. Sonra zamanın sana kendini unutturduğu anda, artık adımı anmayı unuttuğun zamanda belki, birden beni gördün. İşte zamanın yaptığı en zalim şey gerçekleşti. Şimdi sen ne yapacaksın? Ya beni zamanda bırakacaksın ya da zamanın sana başka oyunlar oynamasını bekleyeceksin.. Ama duyacağın o küçük mutluluk o tarifsiz panik, paniğin heyecanı sana yetecek mi? Sonra bir zaman oyunu daha..ve ben gene gideceğimm..
Benim Misin Hislerim?
...
Yaşamamız için hayat verdi bize
Bir de sıkılmayalım diye aile..
Sonra sevgiyi koydu içimize
Biz de birini bulduk kendimize.
Sonra mutlu olmanın yolları çıktı önümüze
Ama sıkıntılarda göz kırpıyordu kibrimize.
Mutlulukla üzüntü arasında gidip geldik haylice
Sonra seçtik mutluluğu isteksizce..
Baktık ki hayır yok bu mutlu halde
Dedik ki dönelim o cazip hale
Zaman geçti dedik o hep dilimizde,
Anladık mutsuzluk karadelik zihnimize
Ama bırakmadık onu bağlandık gitgide..
Sonra hayat bitti tabi sessizce
Bir baktık elimizde kalmamış kötü eğlence
Aklımız başına gelmişti ama yenice..
Şimdi oturup sızlanmayı bırak o yerde.
Kalan iki saatini harca mutluluk dibinde..
Yaşamamız için hayat verdi bize
Bir de sıkılmayalım diye aile..
Sonra sevgiyi koydu içimize
Biz de birini bulduk kendimize.
Sonra mutlu olmanın yolları çıktı önümüze
Ama sıkıntılarda göz kırpıyordu kibrimize.
Mutlulukla üzüntü arasında gidip geldik haylice
Sonra seçtik mutluluğu isteksizce..
Baktık ki hayır yok bu mutlu halde
Dedik ki dönelim o cazip hale
Zaman geçti dedik o hep dilimizde,
Anladık mutsuzluk karadelik zihnimize
Ama bırakmadık onu bağlandık gitgide..
Sonra hayat bitti tabi sessizce
Bir baktık elimizde kalmamış kötü eğlence
Aklımız başına gelmişti ama yenice..
Şimdi oturup sızlanmayı bırak o yerde.
Kalan iki saatini harca mutluluk dibinde..
26 Mart 2012 Pazartesi
Zaman Eskimesi
..zamanla eskir ya her şey, annenin yaptığı çayın lezzetini bulamazsın ya anneni kaybetmişsen.
Belki de senin aradığın lezzet değildir o. Eskidiği ve en son aklında o kaldığı için ve annen olmadığı için o çay sana lezzetli gelmiştir belki.
Belki o günkü ruh halinle ilgiliydi. Belki mutluydun her şeyin bir lezzeti vardı.
Belki de en önemlisi annenden anımsamak istediğin bir şeylerin olmasını istemendir.
Belki sırf konuşmak için, bir şeyler söylemek söyleyebilmek için zaman eskimesi yapmışsındır... İnsanız her şeyi bağlayabiliriz duygularımıza..
Rüya
RÜYA
..bir rüya gibi miydin yoksa.sadece 10 saniyeden ibaret miydin?..zaman çokluğunun içinde sadece o an mıydın ? öyle mi olacaksın..gerçek miydin ya da hayal..bilinçaltı mıydın ya da olası ihtimal..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)