19 Kasım 2016 Cumartesi

KARİNEYİ HAL

Merhaba yabancı.

Nereden başlasam, nasıl yazsam, neden düşünsem bilmiyorum.

Muhtemelen yazdıklarımı, yazdığım insanlar okumayacaklar. Olsun zaten özellikle insanlar okusun diye yazmıyorum beni rahatlattığı için yazıyorum. Ama bu yazıyı özellikle bazı insanların okumasını isterdim. Neyse.

Dün gece bir tasarı okudum. Sonra insanları okudum.
Ben zaten insan sevmeyen bir insanım. (Aslında insanları seviyorum da gerçekten insan olanları seviyorum.) Buna birde başka şeyler de ekleniyor neredeyse sevdiğim bir şey kalmayacak yeryüzünde. Karakterimle ilgili sınırlamaları yapmayı sevmiyorum; ben şuyum buyum demeyi ya da şu düşüncedeyim demeyi sevmiyorum. Biliyorum ki nasıl her saniyeden bile küçük zamanlarda bedenim değişiyorsa ve ben bunu durduramıyorsam fikirlerim de değişebilir değişecektir değişmelidir de. Bu dediğim sabit fikirli olmamakla ilgili bazı insanlarda olduğu gibi beyninizle kıçınız yer değiştirmişse hiç yorum yapmayın bile.

Erkeklerle kadınlar arasındaki farklılıklar erkeklerle kadınların eşit olmadığını göstermez. Yani kadınların kadın üreme organına sahip olması erkeklerin erkek üreme organına sahip olması gibi bir farklılık, erkeklerin kadınlar üzerinde istediği her hakka sahip oldukları anlamına gelmez gelemez. Nasıl bir kız çocuğuna tecavüz çok aşağılık ve iğrenç bir şey ise aynı şekilde bir erkek çocuğuna tecavüz de o kadar aşağılık ve iğrenç bir şeydir. Nasıl bir erkeğin bir kadını dövmesi büyük bir eziklikse bir kadının bir erkeği dövmesi de aynı şekilde büyük bir ezikliktir. Bana göre ''hak'' kavramı kadın erkek diye ayrılmamalı. CANLI ve diğer şeyler diye ayrılmalı.

Feminizm diye bir şey olmamalıydı aslında. Çünkü kadınların da erkekler gibi eşit olduğunu savunmak, savunmak zorunda bırakılmak bunu tartışmak kadar absürt bir şey yok. Bu bir tartışma ya da taraf konusu olmamalıydı.

Bir canlı için tecavüz edilmeli mi edilmemeli mi, yaşamalı mı yaşamamalı mı, kadının hakları var mıdır kadının hakları yok mudur, hayvanlara insanlar kullansın diye eziyet edilmeli mi edilmemeli mi gibi tartışmalar benim canımı acıtıyor. Bu tartışmaların, bu devlet ilkelerinin, bu tasarıların baştan hiç olmaması gerekirdi. Ama biz insanlar, biz mikroplar, biz aşağılık yaratıklar, biz parazitler, biz asalaklar dengeyi öyle bir yere getirdik ki bir canlının en temel haklarını tartışma konusu yaptık. Bize verilen düşünme yetisine sıçayım.

Öyle bir zamandayız ki televizyona, internete, telefona erişim özellikle çocukların erişimi çok kolay. Her ülke için söylemiyorum tabi özellikle Türkiye için söylüyorum. Diziler yapılıyor evlilik programları yapılıyor bir sürü kanalda bir sürü şey yapılıyor, her geçen gün şarkıcılar oyuncular türüyor. Her yapılan şeyin de iyi kötü bir fan grubu oluşuyor. Bu fan gruplarının en sadık ve azılı kesimini ise çocuklar oluşturuyor. Fanların birbirleriyle kavgalarını sosyal medya hesaplarından birini kullanıyorsanız görmüşsünüzdür belki. Ve bu çocuklar çok dikkatliler yani tam gün zaman harcıyorlar öyle bir bağlılık. Kim kimi nasıl öptü, kim kime laf soktu, kim kimin ağzına sıçtı felan hepsini görüyorlar. Bu çocukların ortamı bu şekilde. Yani etraflarında gördükleri güzel bir şey yok. Muhtemelen ailede de güzel anlamda bir şey görmüyor. Annesi babası birbirini sevmiyor ki çocuk öğrensin. Zamanında evlenmişler işte bir şekilde. Kardeşleri kendi halinde artık herkesin birbiri haricinde kendi kurduğu bir dünyası var. Bu çocuğunki de bu tv programları. Kurduğu dünyanın dışında bir şey bir laf olduğunda deliriyor. Oyuncuların kendi hayatlarının olduğunun farkında değil bu çocuklar. Sanıyorlar ki hayat hep dizi. Dizideki sevgilisi olsun hayatında. Uçmuşlar yani anlayacağınız.(1. Durum.)

Bu çocukların etrafındaki pedofililer sapıklar iğrenç yaratık insanlar bu çocuklara ilgi gösterdiğindeyse o çocuk sanıyor ki beni seviyor. Benim hayatım da dizideki gibi olacak. Ben nasıl olsa büyüdüm artık. Sonra o çocuk bir bakıyor ki düşündüğü gibi değil meğerse. Hayvan kadar adam ona tecavüz etmiş ama nereden bilecekti ki o sadece öpecek diye düşünmüştü çünkü dizilerde öyleydi. Sonra diyecek ki "Bana bir şey yaptı ama ben adının tecavüz olduğunu bile bilmiyordum." Çünkü yaşı küçük yaşı daha 14. Sonra çocuğun ailesi diyor ki o adamla evlensin namusunu kurtarsın bizim yüzümüzü kızartmasın utandırmasın bizi. Bu ülkede genelde böyle çünkü. Sonra bu yetmezmiş gibi bir de büyük insanlarımız çıkıp bir tasarı atacaklar ortaya. O çocuk istese de istemese de benim de gönlüm vardı ben de istedim diyecek sonra o adam da ceza almayacak. Çünkü çocuk da istedi. Cebir yok şiddet yok çocuk sadece düz bir ben de istedim diyecek bu pedofili de yırtacak. 50 yaşındaki adam 18 yaş altı bir çocukla beraber oluyorsa bu adam fırsatını bulsa yeni doğmuş bebekle de birlikte olur.(Durum 2)

Bakın bana göre aslında iki insanın birlikte olması için aradaki yaş farkı ne kadar olmalı meselesi değil bu. Yani biri 60 biri 30 yaşında olursa aradaki 30 yaş bana göre o iki insanın anlaşıp anlaşamamasına bağlı. Bana göre sorun 15 yaşındaki çocuğu 45 yaşındaki adamın istemesi. İstemesi diyorum çünkü ''şey'' gibi görüyor onu. Burada 30 yaş sorun hem de çok büyük sorun.

Bir de 3. Durum var. 15 yaşındaki çocukla 18 yaşındaki ergin.

Etrafında sevgisizlik görüp kendi sevgi dünyasını sanal ve gerçekliği olmayan yapay ortamlardan kurmaya çalışan çocuklar aslında kendi sevgisizliklerini gidermek için etrafındaki ilk şeye tutunuyorlar. Yani bu durumda suçlu biziz. Onlara örnek olamadık diye. Onları sevemedik diye. Eşimizi kendi ailemizi sevemedik diye. Anlatamadık diye. Hatayı yanlışı gösteremedik diye. Haklarımızı ve hakkımız olmayanı anlatamadık diye. Anne baba olacak çocuklar yetiştiremedik diye. Anne yetiştiremedik diye. Baba yetiştiremedik diye. Öğretmen yetiştiremedik diye. Nefes almayı öğretemedik diye. Suçlu biziz sizsiniz devlet suçlu parası olan insanlar suçlu. Kitap okumayan insanlar suçlu.

Bu çocukların evlenebilmesi için 15 yaşındakinin 17 olması lazım. Olmadığı için cinsel suçlu olarak 18 yaşındaki ceza alıyor. Çıkarılan tasarı bu kişilerin cezalarını affetmek için diye açıklama yapıldı. Bana göre 18 yaşındaki de tam olarak çocukluktan çıktı sayılmaz.

Tasarıyı kimler hangi şeyi düşünerek yaptı bilemiyorum ben çünkü artık kolay kolay böyle şeylere inanmıyorum. İyi niyet var mıdır olabilir ama ben sanmıyorum. Bu tasarının daha çok pedofililere yarayacağını düşündüğümden böyle bir şeyi kabul etmem mümkün değil. Hayatta her şey olabilir insanın başına her şey gelebilir hatta insan belki kendi kapasitesi oranında bazı şeyleri affedebilir bile ama çocuklara dokunan eller her türlü kırılsın bunun hiçbir türlü açıklaması yok. Bunun kadar aşağı bunun kadar şerefsizce başka bir haretket yok. Bir insanın kendini itebileceği en düşük seviye budur daha aşağısı sanmıyorum olsun.