Hep başlangıçlarda zorlanmışımdır. Hayatımın geneli böyle
evet.
Üniversite son
sınıftayım. 5 senemin en sonuncusundayım… Şimdi size nasıl başladığını anlatmak
istiyorum.
Liseden mezun oldum herkes gibi hazırlandım
sınava. Güzel de puan yaptım. Sonra tercih zamanında istediğim bölümleri yazdım
ilk on tercihe. Kesin gideceğim çünkü birine. Ondan sonraki 10u da annem sınıf
öğretmenliği istedi diye kırmadım yazdım. Ben sınıf öğretmeni nasıl olurum ya.
Nasıl!! Ama tercih yaptığım hayatımı karartan hoca kesin ilk ondasın diyor.
Genciz inandık tabi. Son 10u da öyle bir salladım ki neler neler. 26 mı bilmem sondaki kaçıncı tercihe de
Kocaeli-Uli’yi yazmışım. Yazmışım diyorum çünkü hatırlamıyorum bile. Tercihler
açıklandı. Ben tabi çok heyecanlı. Kaderin tokadını yemeden önceki son
dakikalarım. Arkadaşım baktı bana diyor ki Kocaeli-Uli. İşte şu sıradaki
tercihin. Ben inanamadım. Hayatımın en büyük şoku. Hayır bölümü şehri geçtim
ben o puanla nasıl kat kat kat altımdaki yere giderim. O tercih sırası ne öyle.
İlk 10 beklerken olana bak. Ben sınava bile coğrafya tarih yapmadan giren
insanım, rahatım, sınavları takmam gerektiği kadar takarım bir ağlamaya
başladım duramıyorum. Tüm akrabalarım arıyor bölüm güzel geçerli niye ağlıyorsun
diyor herkes. Şehir çok güzel, her şey güzel olacak, çok güzel bölüm falan
falan. Kendime geldim tabi gaza geldim rahatladım. Okula kaydolduk, zaman geçti
hazırlık bitti bir iki üç derken son seneye geldim düşe kalka. Derslerde bir
sorun yok bu arada. Bu iğrenç şehirde iğrenç okulda çok hapsolmuşum. Şimdiki
gibi düşünseydim eğer hazırlık okumak yerine kesinlikle bir kez daha
hazırlanırdım. Kesinlikle. Mühendislik, mimarlık, psikoloji, pdr hatta dişçilik
için bile çok çabalardım. Ya da uli yi başka bir yerde okusaydım. Bölümü
seviyorum gerçekten. Ama bu şehir niye var. Neden bu gereksiz şehir.
Okulu neden
bırakmadığımı da yazayım. Şimdi ki aklım olsaydı evet kesinlikle hazırlık
okumazdım bırakırdım. O zaman da herkes bir yere gidiyor tekrar hazırlanmak zor
geliyor çalışamam diye gidiyorsun istemediğin yere. Ama yapmayın arkadaşlar,
gençler. Ben hazırlıktan sonra şöyle düşündüm. Benim bu şehirde olmam mümkün
değildi ama oldu. Demek ki benim burada o tercihimde salladığım şehirde olmamda
bir neden var. O nedeni bulmak için devam ettim yani. Benim böyle inançlarım
vardır devam etmeseydim hep burayı düşünecektim. Neyse. Son senedeyim o nedeni
bulamadım daha. Hani benim diğer yarım buradadır ya da ne bileyim belki burada
çok güzel bir işim olacak falan desem nerde onlar da yok. Yani son senedeyim ve
bu şehirde olmamın bir nedeni olmalı düşüncem bu senenin sonunda sonuca
kavuşacak. Ya ben çok saçma bir şey düşünüp 5 senemi mutsuzluk anlamında çöpe
attım ya da daha burada olma nedenimle karşılaşamadım. Ya da arkadaşlar belki
de tüm bu sıkıntıları yaşamamın nedeni benim uyum sağlayamamamla ilgili.
Üniversiteye olmamışım ben. Ben çok farklı düşünmüştüm. Çok şey öğrenebilirdim,
çok güzel şeyler olabilirdi. Düşünüyorum şimdi burada olan mutlu insanları.
Benden farklı olarak daha çok kafeye gidiyorlar daha çok insanla takılıyorlar
sevgili yapıyorlar ayrılıyorlar aşk acısı çekiyorlar... Sen de yap diyeceksiniz
siz şimdi. Ben dağın başında oturuyorum arkadaşlar. Okula yakın olsun diye burayı
seçtik. 40 dakikalık yola katlanabilirsem her gün çıkmasını da bilirim. Ama zor
geliyor yani. Ben doğduğum şehirde bir gün evde değilim, her gün dışarıdayım.
Ama her yer yürüme mesafesinde. Şehrin göbeğindeyim. Yani üniversite hayatını
çok fazla kafeye gidip hep farklı insanlarla oturup vakit geçirmek gibi gören
kişileri anlayamıyorum. Bu mu yani üniversite hayatı. Ben sanırım kendi
memleketimde gezmeye doydum bana bunlar saçma geliyor bu yüzden. Amacım
üniversiteye gidip her ay başka biriyle takılmak da değil her ay biriyle
sevgili olmak da değil. Benim bir insana alışmam hele hele onu hayatıma kabul
etmem yıllarla olacak bir şeyken bunları da yapamam. Ben arkadaştan çok dost
aradığım için bir ay kullanıp atacağım arkadaşlar da edinemem. İşte ben bunlar
yüzünden siz koşarken yürüyorum diyorum. Üniversitede çok özgürsünüz.
Yapamayacağınız şey yok. Hele evdeyseniz sınır bile yok. Tamamen kendinizsiniz
bu yüzden karakterleriniz çok şeffaf gözüküyor, neyin ne olduğunu görüyoruz.
Nedenimi bulmak
ümidiyle,
iyi geceler.