Merhaba, gece 01:53.
Birazdan benim
gözümden Ayvalık, Cunda, Sarımsaklıyı okuyacaksın. Merak etme dostum kendimi
köşe yazarı gibi görmüyorum öncelikle bunu belirteyim. Ama sayfamı açıp okumaya başladığına göre ne
yazdığımı da merak ediyorsun. Olsun zaten söylediğinin arkasında olup ona göre
davranan çok kişi görmedim o yüzden sana kızmam. Bu yazıyı gezginci ruhunu bu
yerlerde dinlendirmek isteyen insanlar vardır ve gidenlerden tavsiye almak
isteyebilirler diye yazıyorum.
20 Haziran 22:30
Efe Tur otobüsüyle Balıkesir’e doğru, yaklaşık yedi buçuk saat sürecek yolculuğum
başladı. Efe Tur ile gittim çünkü sezon bu tarihte açılmadığı için sadece Efe
Tur’un seferleri vardı. Uzun mesafe
olduğu için yaklaşık 3-4 saat sonra 30 dakikalık mola verildi. Nerede
durduğumuzu tam hatırlayamadım fakat Susurluk olabilir. Sabah saat 6 civarında
Sarımsaklıya geldik. Bu arada bilet fiyatı 56 TL. Sarımsaklı otogarıyla
pansiyonların, otellerin olduğu yer çok uzak sayılmaz. 15-20 dakikada yürünür.
Özel araçla geliyorsanız zaten sorun yok. Eşyaları taşıyamam derseniz de taksi
10 TL. Ya da kalacağınız yer sizi alabilir. Sarımsaklıda Zafer Pansiyon adlı
yerde kaldım. Kaldığım pansiyon booking.com da yüksek yıldız alan bir yerdi.
Bana sorarsanız o kadar yıldıza gerek yoktu. Ben on üzerinden 5 veririm. Bir
kere çamaşırlarınızı yıkayamıyorsunuz pansiyon bu çok önemli ihtiyacı
karşılamıyor. Apart kısmında çamaşır makinesi varmış ama pansiyon kısmında yok.
Camdan dışarı baktığında denizi ya da
sokağı görmek yerine karşı odayı görüyorsun bu da eksi puan. Kahvaltı açık
büfe. Ama memnun kalır mısınız bilmiyorum ben kalmadım çünkü. Ücret olarak
fiyatı gecelik 60 TL. Fiyatın böyle olmasında ayın haziran olması da etkili
olabilir. Sonraki tarihler için baktığımda fiyat artmıştı çünkü. Akşam yemeği
de isterseniz fiyat 75 TL oluyor. Plaja çok yakın ki zaten o sıradaki tüm
kalınacak yerler plaja aynı yakınlıkta. Gidiş aşamasında otobüsü kullanacak
kişiler için şunu söyleyeyim: Bilet için yer ayırttığımda önceki gün belli bir
saate kadar almazsanız biletinizi başkasına satıyorlar hiç acımadan. Ben bileti
almaya önceki gün akşam gittim ama bileti satmışlar. Neyse ki yarım saat önceki
araçta son koltuklarda yer bulabildim. Yani biletinizi gidip hemen alın
mümkünse. Pansiyon için de çamaşır yıkama imkanı olan bir yerde konaklayın
diğer türlü çok zor. Ben pansiyon olaylarına yabancıyım bu yüzden her pansiyon
bu sistemle mi çalışıyor bilmiyorum fakat çamaşır makinesiz hayat çekilir gibi
değil. Yemek sorun değil. Çevrede karnınızı doyuracağınız yerler yürüme
mesafesinde ve ayrıca gerçekten çok uygun. Ben Kocaeli’ye göre kıyaslıyorum bu
arada. Kahvaltı için iki Ayvalık Tostu ve dört çaya 16 TL gibi bir şey
ödedik. Plajda da yediğim en güzel
tostları yapan küçük bir büfe var. Salam sucuk vs normalde yemem ama büfenin
tostunu gerçekten çok beğendim. Zaten her yerde Ayvalık Tostçusu var.
Pansiyona
yerleştikten sonra plaja gittim. Bulunduğum şehirlerde de deniz var ama ben
sanırım Ege Denizi’yle kıyaslama bile yapamam bulunduğum yerleri. Ege Deniz’i o
kadar temiz ve güzel ki. Bir kere kum plaj, tertemiz deniz, rahatsız edici
tipler olmadan denize girmek… oh miss gibi. Hele ki benim gibi deniz aşığı biri
için denize söyleyecek hiçbir sözüm yok. İnsanları çok rahat, su gibi içki
içiyorlar. Ben yerli halkını sevdim. Fakat tatil yeri olduğu için her türlü
insan var. E dolayısıyla arada ufak tefek sorunlar da çıkabiliyor. Plajdaki
büfeden tost ye arkadaşım çok güzel. Toplam iki kişi için 16 TL gibi bir şey
ödedik.
Denizden sonra
Cunda Adası’na doğru yola çıktık. Sarımsaklı’dan direkt Cunda’ya
gidemiyorsunuz. Önce Ayvalık’a sonra Cunda’ya. Tabi arabam yok olsa direk
giderdim yani. Sarımsaklı’dan otobüse bindim ama nerde Kocaeli’nin 23’ü. 23’e
hasret kaldım o derece. Otobüs’e biniyorsun zaten çok kalabalık. Sezon açılmış
olsa ne yapacaktım artık bilmem arabanın üst tarafında gidecektim galiba. Otobüse
biniyorsun kalabalık falan tamam ama asıl sorun kalabalık olması da değil. Asıl
sorun; para toplamak için şoför yardımcısının ve yolcuların verdiği mücadele.
Zaten geçecek yer mümkün değil yok bir de iri yarı bir kişisin on santimlik
yerden arkaya doğru geçerek para topluyorsun. İnanılır gibi değil. İşte araba almaya karar verdiğim an o andı.
Ayvalık’a geldik indiğimiz yerde iskeleler var oradan Cunda’ya seferler var.
Gemi’nin beklediği yerde bir amca var zaten soru sorduğunuzda kimi söylediğimi
anlarsınız. Aşırı yardımsever bir amca. Çok
ve hızlı konuşuyor. Sarımsaklı’ya nereden döneceğiz felan diye sorduk
açıklamaya çalıştı o da yetmedi gemide geldi inerken bakın şurada otobüs
durakları felan diye de gösterdi sağ olsun. Orada görevli, çalışıyor. Bunu
okuyup giderseniz selamımı söyleyin hatırlamaz ama olsun. Cunda her yerde
okuduğunuz gibi rengârenk, küçük, şirin evleri, restoranları, kahveleri,
meyhaneleri olan bir yer. Fotoğraflarını aşağıda sizin için koydum, gidin gezin
görün. Tadına kesinlikle bakın diyeceğim balık papalina balığı. Hamsiye
benziyor. Ben hamsi sevmem fakat her türlü tadına bakacaktım. Ama tadı hamsi
gibi değil kesinlikle ben çok sevdim. Yani görünüşü hamsi gibi tadı değil. Ben
ekmek arası yedim fakat size tavsiyem tabakta yemeniz. Taş Kahve diye çook
meşhur bir yeri var. Şansa benim balık yediğim yerin yanındaydı hemen Taş
Kahve. Yemekten sonra gezip bu kahveye geldim. Dibek Kahvesi içip kalktık. İki
kahveye 6 TL ödedik. Çok kalabalık bir yer. Herkes kendi halinde. Yaş oranı biraz büyük ama çok güzel bir yer.
Fotoğraftaki son iki yer Taş Kahve’ye ait. Fotoğrafın çekildiği yer ise balık
yediğim yer. Son olarak kavun
içi sakızlı dondurma yiyin. Bildiğiniz kavunun içinde sakızlı dondurma
var işte. J
Ben tadına baktım sadece kavunu da pek sevmem. J Bunun dışında içki içiyorsan sana uygun çok
yer var. Ve çok da güzel eğlenirsin. Ben o tarz şeyleri bilmediğim için onu
gidip senin tecrübe etmen lazım. Ama içki içseydim müzik, deniz, ortam vs tam
benim yerim olacak bir yerdi. Sakinliği seviyorsan tabi. Gezdikten sonra küçük araçlarla Ayvalık’a geldik tekrar ve
sonra yine araba almaya karar verdiğim Sarımsaklı aracına bindim.
Sonraki gün
plaja gidip geldikten sonra Şeytan Sofrası’na gittim.
Sarımsaklı’dan araç kalkıyor saat 19:30da. Bilet alıyorsunuz gidiş-dönüş 7TL. Şeytan Sofrası da çok güzel bir yer. Ben
düşünmeyi severim burası da tam o yerlerden işte. Güneş’in batışını
seyrediyorsun. Kimsecikler olmasa, yanımda çayım olsa, müzik olsa, sevdiğim iki
üç kişi olsa, bir de düşünmek için fırsatım işte orası tam benim yerim. Üstelik
deniz olmadan olmaz o da var. Şeytanın ayağı orada ünlü. İnsanlar merak edip bu ayak izini görmek için
geliyorlar. Bildiğin tuzak ama. Söylemek
ayıp mı bilmem de salak insanların kimler olduğunu burada anlıyorsun. Bu
insanlar çocuk yetiştiriyor üstelik. Birde para atıyorlar ayak izinin olduğu
yere. Güzel taktik valla. Teyzenin biri ‘’ bu taraklı erkek ayağı’’ dedi hatta.
Daha neler neler.. Güneş battıktan sonra
insanlar alkışlamaya başlıyorlar. Güneş battı oğlum işte neyin heyecanı bu. J Dünyadaki hiçbir şey
hafife alınmamalı bu arada. Güneşin batması bile çok büyük bir şey. Benim
takıldığım nokta insanların bilinçsiz ve yüzeysel bir şeyler yapmaları. Neyse
ama öyle kuru kuruya batmıyor diye bakalım olaya. Düşünsene güneş battıktan
sonra herkes dağılıyor sessizce hahaha. Küs gibi. Şeytan Sofrasından sonra rota
Ayvalıktı. Orayı da gezelim dedik. Yalnız oranın yerli gençlerinin Kocaeli
apaçilerinden farkı yok aynı. Benim gittiğim gün şansa Pazar vardı. Bir tek o
vardı gerçi. Bileklik aldım çok güzel.J
Yemek yiyelim dedik tek açık yer yok. E biz de ne yapalım mecbur kebapçıya
gittik. Önce pazarı gezdik sonra yiyeyecek yer aradık ama. Sonra baktık yok
öyle gittik kebapçıya. Balık istiyordum halbuki. L
Beyti kebabı ve kiremitte köfte yedik. İkisi de güzeldi. Ertesi günde bitti
kısacık güzel tatilim. 12:30 otobüsüyle kürkçü dükkanına döndüm. Gündüz yalnız
otobüs hiç çekilmiyor her yerim tutuldu.
Çok para harcamadan gezip görebileceğin bir yer. Bence kesinlikle git.
Korkma korkacak bir şey yok. Tek başına bile gidebilirsin.
Yalnız dalış
yapmak istiyordum fakat mümkün olmadı. İlerde inşallah dalış yapmak isteyen
biriyle tekrar gitmek nasip olur. Gezmek çok güzel. Hayat böyle güzel. Görmek iyi öğrenmek daha
iyi. Bu arada benimle çöle gelmek isteyen
var mı? İyi geceler.