17 Aralık 2019 Salı

KAŞ/ANTALYA GEZİ REHBERİ


Merhaba. Birazdan benim gözümden Antalya/Kaş’ı okuyacaksın. Bu yazıyı gezginci ruhunu bu yerlerde dinlendirmek isteyen insanlar vardır ve gidenlerden tavsiye almak isteyebilirler diye yazıyorum.


Ben özel araç ve iki arkadaşımla gittim. Aracımız skoda. Toplam yakıt maliyeti 750₺. Airbnb’den ev kiraladık toplam 2.660₺. Bütün ortak harcamalar yani; plajlar, şejlonglar, yemekler (akşam yemekleri, plaj yemekleri, dondurmalar, meyveler vs.) ve içecekler, market alışverişi toplam 1.955₺. Yani kişisel harcamalarım hariç toplam maliyet kişi başı yuvarlak hesap 1800₺. Cumartesi gidip sonraki cumartesi döndük. Yani gidiş dönüşleri de sayarsak 8 günlük gezinin maliyeti bu. Ama bunun içinde dalış gibi ekstra harcamalar yok. Her gun ne yaptığımı ve ne kadar harcadığımı aşağıda ayrıntılı olarak yazacağım. Yukarıda yazdığım ana harcamaların kişi başına düşen fiyatı. Yani dalış gibi ekstra aktiviteleri yapmazsanız harcayacağınız  para. Kaldığım evden ve gittiğimiz mekanlardan memnun ayrıldım. Yani çok lüks değildi ama orta karar şeyler açısından çok kaliteli bir geziydi. Siz de 1800₺ye 8 gün kaliteli vakit geçirebilirsiniz.

Uğurlu Dinlenme Tesisleri
  1. Gün: Gidiş güzergahımız Kütahya, Afyon, Burdur üzerindendi. Çünkü giderken Salda Gölü’ne de uğramak istedik. Birkaç yerde durduk ama bunların içinde en temiz ve kaliteli olanı Afyondaki Uğurlu Dinlenme Tesisleriydi. Tuvaletleri çok temizdi ve hem alafranga hem alaturka tuvaleti mevcuttu, işletme sahipleri güler yüzlü ve nazikti. Kendi yemeğinizi burada yiyebiliyorsunuz ama buradan bir şey almazsanız otopark ücreti ödemeniz gerekiyor. Otopark ücreti 15₺. Ama çay kahve vs. içerseniz otopark ücretsiz. Çay 3₺ ve kaliteli. 


Salda Gölünde yaklaşık bir buçuk saat kadar vakit geçirdik. Yemeği de burada yedik fakat yemek ve işletme kötüydü. Ama çok kalabalıktı. Burada kaliteli yemek yenebildiğini sanmıyorum. Salda Gölü hakkında biraz bilgi edinme açısından Biz Evde Yokuz’un yazdıklarından bir kısmı paylaşmak istiyorum: 


‘’Turkuaz tutkusu olan herkesin mutlaka yolunu düşürmesi gereken bir yer Salda. Bir krater gölü olan Salda’nın suları cam göbeğinden başlayıp, en derin yerlerde çivit mavisine çalıyor. Bir de böyle gizemli bir yanı var. Çanağı bir volkanik bir patlama ile oluştuğu için mavisi de derin, kendisi de: 184 metre derinliği ile Türkiye’nin en derin göllerinden. 


Salda’nın gizemi, derin sularında bitmiyor; Salda Mars özellikleri taşıyor. Salda’nın beyaz kayaya benzer kıyıları var. Uzaktan kaya sanıyorsunuz ama elinize aldığınızda kolayca pestilleşen beyaz bir tortu olduğunu görüyorsunuz. Bilimde stromatolik kayaçlar olarak geçen bu yapılara Mars’ta da rastlanması sebebiyle kızıl gezegenin milyon yıllar önce Salda’ya benzediği düşünülüyor. Biliyorsunuz, Mars’ta zamanında akarsuların, göllerin olduğuna işaret eden izler var. Mars’ın atmosferi Dünya’nınkinden 100 kat ince olduğundan, zamanla Mars’taki su buharlaşarak yok olmuş, geriye bu kayaç yapılar kalmış. Dünyada bu tip kayaç oluşumların olduğu 2 yerden biriymiş Salda, diğeri de Kanada’da bir yer. TÜBİTAK’ın İTÜ araştırmacıları ile yürüttüğü araştırma dünyada büyük yankı bulmuş, New Scientist gibi önemli bilim dergilerinde araştırmaya yer verilmiş. Bu araştırma şu açıdan da büyük önem taşıyor: Bu stromatolik yapıların ekstrem koşullara dayanıklı bir bakterinin ürettiği bir atık olduğu, ve bu dayanıklı bakteri türünün kuruyan Mars’taki koşullara bir şekilde adapte olmuş olması halinde, dünya dışı yaşamın ilk örneği olabileceği düşünülüyor.’’ (https://www.bizevdeyokuz.com/salda-golu-rehberi)

Başka bir yazıda ise; ‘’Göl, barındırdığı endemik türler ile aynı zamanda uluslararası bir öneme de sahip. Önemli bir kuş, doğa ve bitki alanı. Sığır kuyruğunun 2 türü yalnızca  Salda’nın güney kıyılarında yetişiyor. Salda Gölü’nün yaklaşık 2 milyon yıl önce oluştuğu tahmin ediliyor. Göl ve kıyı şeridi 1. Derece Doğal Sit alanı durumunda. Yani bilimsel ve arkeolojik çalışmalar hariç, kesinlikle dokunulmaması gereken bir yer.(https://listelist.com/salda-golu-nerede/) 

 2. Gün: Kaş halk plajına geldim. Kaş merkeze 10 dk uzaklıkta. Şezlong-şemsiye 20₺, su 2.5₺, tost-fuse tea 16₺. Plaj taşlı ve eğimli. Yaklaşık 30 derece kadar eğim var. Şezlonga yattığınızda ayaklar aşağıya doğru eğimde kalıyor. Bu sürekli kaymanıza neden oluyor ve bir süre sonra insanı yoruyor. Plajın tek tuvaleti var tek kişilik ve temiz değil. Plajda eğim ve tuvalet dışında kötü bir şey yoktu. Gelen insanlardan rahatsız edici tipler de yoktu. Sessiz sakin orta derecede kafa dinlemelik bir yer.

Akşam yemek için istikamet Kaş merkezdeki Müpptela. 3 kebap, 3 meze ve içeçekler toplam 190₺. Ayrıca bir duble rakı ve şalgam 35₺. Yemekler ve mezeler puanlama açısından 9/10. Gayet keyifli bir şekilde yemek yiyebilir ve yemek sonunda mutlu olabilirsiniz. İşletme çalışanlarının tavırları çok güzeldi. Kaliteli bir yer olduğunu görebilirsiniz. 1 puanın sebebi ise Müpptela’dan daha güzel bir yere gitmiş olmam. Yoksa 10/10 verebilirdim.

Yemekten sonra Dolce Vita isimli dondurmacıya gittik. 4 top 16₺. Ama dondurmasını beğenmedim zaten yiyemedim de. Bunun yerine sahil tarafında kalan yerde çay bahçesinin karşısında bir dondurmacı var. İsmini unuttum ama tava dondurma yapıyorlar. Hem çalışanların ilgisi hem de dondurmanın lezzeti çok güzeldi. Ben böğürtlenli aldım iki seferde de ve tadını çokkk beğendim.

3. Gün: Sabah evde kahvaltı yapıp Akçagerme Plajı’na geldik. Kaş merkeze 10 dk civarında. Şezlong-şemsiye 15₺. Özel locaları var onların fiyatı 60₺. Zemin halk plajındaki gibi eğimli değil normal ama halk plajına göre daha dağınık ve daha kirli. Hamburger menü 25₺. Diğer menüler de bu civarda. Hamburgeri fena değil. Tuvaletleri temiz ve büyük. İki türlü de tuvalet var ayrıca bebek altı değişim yeri de mevcut. 


Denizden sonra sırada Demredeki Myra Antik Kenti var. Giriş ücretli 70₺ ama müzekart varsa ücretsiz girebiliyorsunuz. Müzekart için kimliğiniz ve eğer öğrenciyseniz öğrenci kartı yeterli. Hemen çıkıyor. Öğrenci Müzekart 30 yetişkin Müzekart 70₺. 





 Akşam yemek için rota ise Üzüm kızıydı. Mezeleri  mükemmelllll. Özellikle specialleri kalamar kıymalı olan mezesi harikaydı. Mekan süper çalışanların ilgisi 4/4. Mezeler o kadar doyurucu ki söylediğim yemeği iptal ettim. Ama eminim başta balık olmak üzere ana yemekleri de harikaydı. Önceden yer ayırmanızda fayda var. Kalabalık zamanlarda yer bulamayabilirsiniz. Deniz manzarası ve güzel ortamıyla, mükemmel mezeleri ve harika çalışanları nedeniyle 10/10 luk bir yer. Giden herkese tavsiyemdir. Fiyatlar için fişin fotoğrafını koydum.


Üzüm Kızı


Lily's Corner Pizza
Kaputaş
4. Gün: Evde kahvaltı yapıp bu sefer Kaputaş plajına gittik. Şezlong-şemsiye 20₺. Tost-içecek ise 25 küsür ₺. Çoğunluğun fotoğrafının olduğu yer yolun kenarında bir tane kaya. Buraya çok erken gelmek gerekiyor. Hem araca yer bulmak için hem şezlong için. Sabah bile çok kalabalıktı öğleden sonra ise inanılmaz kalabalıktı. İnsanlar şezlong sırası bekliyordu. Saat vermem gerekirse en geç 9 da burada olunmalı. Sonrasında hep bir şeyleri kapmak için uğraşırsınız. Denizi aşırı dalgalı. Yüzmek çok zor sizi hemen kıyıya atıyor. Kalın kum plaj. Ben taş plajları daha çok seviyorum. Kumların her yerime yapışmasından hoşlanmıyorum. Onun dışında her türden insan var ve bazıları rahatsız edici. Denizde birine çarpmadan yüzmek mümkün değil aşırı kalabalık. Ben denizde kalabalık yerleri sevmediğimden dolayı genel kanının aksine burayı hiç ama hiç sevmedim. İsmi aşırı abartılmış bir yer. Halk plajları, Akçagerme plajı Kaputaştan bin kat daha güzel. Üstelik ben bayramda ya da yaz tatilinde gitmedim. Kalabalık olmasının dışında denizi de güzel değildi. Yani muhtemelen bir daha gitmem. 

Seyirlik
Seyirlik

   Akşam yemeğinde ise Lily’s Cornerden pizza alıp Kaş Panaroma Seyirlik’e çıktık. Paket yaptırıp gitmemizi istemedi pizza yapan arkadaş. Nedeni ise tadının biz gidene kadar değişebileceğinden korkmasıydı. Ama biraz soğumuş da olsa pizza harikaydı. Bence bir gün ayırıp burada pizza yenilebilir. 1 pizza 8 dilim 32₺. 


Biz seyirliğe çay ve taşınabilir sandalye de getirdik. Güneşin batışını kaçırmak istemiyorsanız buraya da biraz erken gelebilirsiniz. Güneşin batışını izlemek için sol taraftaki alana gitmeniz gerekiyor burası da kapılmış oluyor. Ondan dolayı isteğinize göre erken gidebilirsiniz. Güneş battıktan sonra herkes gidiyor ve alan ıpıssız kalıyor. Biz biraz daha oturalım demiştik ama pek tekin olmayan insanlar gelince kalkmak zorunda kaldık. Yol kenarında ve ormanlık alan sayılabilecek bir yer olduğu için de tedbiri elden bırakmamakta fayda var. 

5. Gün: Evde kahvaltı yapıp bu sefer kadın halk plajına geldik. Fiyatlar aynı şezlong-şemsiye 20₺. Denize iskeleden iniyorsunuz ama denizi de plajı da çok güzeldi. Sabah özellikle kimse olmuyor. Öğleden sonra daha kalabalık. Rahatlık istiyorsanız burası bence mükemmel bir yer. İstediğiniz gibi yüzün, istediğiniz gibi güneşlenin. Normal kadın plajları gibi çirkin görüntü oluşturan yeşil brandalar da yok. Hem gözünüze hem keyfinize hitap eden bir yer. Yalnızca restoran kısmı biraz yetersiz çok seçeneğiiz yok. Tostun ve içeceklerin fiyatı da diğer yerlerle aynı.

 Akşam yemeği için ise rota Oburus Momus. Burası vejeteryan-vegan bir yer. Vejeteryan değilim ama burası da yemek alternatifi için güzel bir öneri. Falafel, soğan halkaları, mantarlı fettucini, erişteli bir yemek ve adını hatırlayamadığım ara sıcaklar, içecekler toplam 169₺. Yemekleri gayet güzel, çalışanları güler yüzlü, fiyatları Kaş’ın ortalamasına göre diğer yerlerle aynı. Bence gelmişken gidebilirsiniz. 

Oburus Momus

Zaika
6. Gün: Bugün dalış günü. Evde bir şeyler yiyip önceden ayarladığım tekneye geldik. Ben geçen sene Ayvalıkta dalış yapmıştım ondan dolayı güzel ve kaliteli tekneleri araştırmıştım. Ama Ayvalıkta daha iyi bir seçim yapmışım. Teknenin adı Divection. Biz gittiğimizde nerdeyse kimse yoktu. Diğer tekneler ise tıklım tıklımdı. Eğer tekrar tekne seçseydim sanırım yanındaki tekneyi seçerdim. Koylarda müşteri gelsin diye bekledik. Ama burada da tekne gezisi yapmış gibi olduk yani nasıl tercih ederseniz. Ben geçen sene fotoğraf çekimi ve yemek de dahil 150₺ ye dalmıştım üstelik bayramdı. Burada ise dalış 150₺, fotoğraf çekimi 70₺, yemek ise 25₺. Fotoğraf çekiminde indirim yaptılar 50 oldu ve toplam 225 tl ücret ödedim. Bence biraz fiyatı yükseltmiş olabilirler. Ayrıca dalış yaptığımız yerde sadece suyun altına girdik sayılır çünkü güzel bir yerde dalmadık. Deniz canlılarını, balıkları vs göremedik. Geçen sene ile kıyaslarsam Ayvalıkta balıklarla birlikte yüzmüştüm ve fotoğraf çekimleri de kaliteliydi. Divectionda ise fotoğrafları beğenmedim.

Akşam yemeğinde ise Zaikaya gittik. Normalde rezervasyon yaptırmak isteseniz en az iki ay önceden yaptırmanız gerekiyor. Bizim rezervasyonumuz yoktu ama meyhane kısmına kalmadan sadece yemek yemek istediğimizi söyledik ve 8’e kadar yiyip kalktık. Yani rezervasyon yaptıramadıysanız ve gelmişken buraya da uğramak isterseniz 8 den önce gidip sadece yemek istiyoruz derseniz burada yemek yiyebilirsiniz. Mezelerini ve yemeğini diğer gittiğim yerlerle kıyaslarsam ben hala önce Üzümkızı’na gidin derim. Gittiğim her yerde Urfa yedim. Müpptela’nın urfası daha güzeldi. Zaika’da ekmeğin üstünde bir sosla servis ediyorlar. Sos biraz tatlı olduğu için pek benim damak tadıma uygun değildi ben lavaşı tercih ederim. Mezeleri kıyaslarsam Üzümkızı’ndaki mezeler daha bütünleşmişti ve benim damak tadıma daha uygundu. Burası Kaş’ta çok ünlü bir yer ondan dolayı geldiğinizde rezervasyon yaptıramadıysanız üstte söylediğim gibi gelip deneyebilirsiniz. Ama ben hala Üzümkızı’nı tavsiye ediyorum. Zaika çalışanları güler yüzlü, mekan güzel, ormanın içinde yemek yiyorsunuz gibi hissediyorsunuz. 

Patara

 7. Gün: Sabah gene beşinci gün geldiğimiz Kaş halk plajına sonra ise Patara Kum Tepelerine geldik. Kaş merkezden biraz uzak ve son bir-iki km yol aşırı bozuk. Şansa aşırı rüzgar vardı. Her zaman mı öyle yoksa o gün mü öyleydi bilemiyorum. Burada denize girmenizi tavsiye etmem ama siz bilirsiniz. Kum insanın yer yerine yapışıyor ve rüzgarla birlikte her yere giriyor. Bir sürü iğne aynı anda batıyor gibi oldu bana. Lenslerim de dahil yer yerime kum girdi. Yürümek  rüzgarla birlikte daha da zorlaştı, fotoğraf çekerken çok zorlandım. Bir iki kere uçma tehlikesi yaşadım. Güneşin batışına yetişemedim ben ama izlemek çok güzel olurdu. Rüzgarsız bir zamanda mutlaka gelinmeli Tavsiye ediyorum. Akşam yemeğide ise plajda bir kadının tavsiyesi ve aşırı beğendiği bir yere geldik. Bankaların sırasında olan Yeşil restaurant. Etli ekmeği süpermiş dedi ama benim yediğim en kötü lahmacunvari yiyeceklerden biriydi. Kısaca hiç hiç beğenmedim. Çok kalabalıktı ama söyleyecek başka bir şeyim yok. 
Patara
Pamukkale
 8. Gün: Sabah erkenden yola çıktık. Yol üstünde güzel bir yerde kahvaltı için durduk fakat mekanı çekmeyi unutmuşum. Daha sonra son durağımız olan Pamukkale Travertenlerine uğradık. Giriş müzekart varsa ücretsiz müzekart yoksa 70₺. Ayrıca müze girişi 30₺ müzekart ile ücretsiz. Burası her zaman çok kalabalık ve çok pahalı bir yer. Müzekart varsa yiyeceklerde de indirim alabilirsiniz. İndirim dediğimde normale yakın bir fiyata yaklaşabilirsiniz. Yemek için ise Tersan tesislerine uğradık. Karışık tostu ve özellikle ayranı zaten mükemmel. İşletme ve temizliği de çok güzel.  Tavsiye ederim.










Benim tatilim bu kadardı. Kaş merkezde yapılacak çok şey yok sahilde tur atarsınız ve dondurma yiyebilirsiniz. Cafe kültürü çok fazla yok. Genelde meyhaneleri çok kaliteli. Küçük, tatlı, şirin bir kasaba. Geldiğinizde çok güzel vakit geçirirsiniz. Dağa kurulu bir yerleşim yeri olduğu için evinizi ya da otelinizi sahilde ya da merkeze yakın tutmanızda fayda var. Yoksa bayır çıkmak zorunda kalabilirsiniz. Ve çok dik bayırlar. Bizim kaldığımız ev süperdi, ev sahibi süperdi. Evi airbnbden bulduk. Tolga Bey çok ilgiliydi en ufak bir sorunda bizimle hemen ilgilendi. Fiyat çok uygundu. Otoparkı vardı ki bu çok önemliydi. Kısacası ben çok memnun kaldım. Biraz fotoğraf ekleyip yazımı sonlandırıyorum. Kaliteli bir rehber olması ümidiyle, iyi yolculuklar.         





















23 Nisan 2018 Pazartesi

Mevzu

İyi akşamlar. Uzun zamandır yazmadım.

Pek güzel bir yıl sayılmazdı. Ailemden birini kaybettim.

Onun dışında hiçbir şey yapmadım. Gerçekten hiçbir şey yapmadım. Sadece yemek yedim nefes aldım. He bir de spora başladım. Eskisi gibi film izlemedim. Çok fazla dışarı çıkmadım. Hayatımda olmasını istemediğim iki insan ile bağlarımı koparttım. Yoga yaptım. Daha mutlu olabilirim diye düşündüm. Saçlarımı iyileştirdim. Kitap çok okuyamadım. Belgeseller izledim. Daha sakin oldum. Daha anlayışlı olmaya çalıştım. Anlamaya çalıştım. Bazı arkadaşlarım hayatlarını kurdu. Bazıları çok güzel günler geçirmedi. Bir başkasının hayatının dışına çıktım. Böyle şeyler. Böyle olağan şeyler. Farklı zamanlarda farklı kişilerle olsa da aslında aynı şeyler sizinkilerle.

İnsan ne yaparsa kendi yapıyor, kendine yapıyor, kendi için yapıyor. Bazen diğer insanların etkileri olmuyor mu oluyor tabi ki. Ama onlar bizim izin verdiğimiz ölçüde etkiliyorlar bizi. Hem iyi anlamda hem kötü anlamda. İnsan başardığı her şeyi kendi yapıyor. İnsan bittiği her şeyi de kendi yapıyor. Duygularımızı kullanmak ve bunu öğretecek birini bulmak çok zor. Herkes kendi başına halletmeye çalışıyor bir şeyleri. Ailede öğrenmeye başlıyoruz ama orada eksik oluyor, çevreyi deniyoruz orada hiç olmuyor. Okulu deniyoruz orada da olmuyor. Biriyle öğrenmeye çalışıyoruz o kendi eksiz bize ne öğretebilir. Kısacası olmuyor. Herkes bir yerden eksik. Duyguların sayı olarak çokluğundan mı yoksa azlığından mı bilemiyorum. Duygular bize fazla mı geliyor eksik mi neden bilemiyoruz bunu.

Nereye doğru gidiyorum, ne zaman duracağım, ne zamana kadar bakacağım, ne zaman harekete geçeceğim? Kendi hayatıma kılıç sallamadan ne zaman zaman geçireceğim? Yolda kimler olacak, kimler elini uzatacak, kimler sadece bakacak, kimler benimle yürüyecek?

Bu kadar belirsizken, nasıl bu kadar belirli olabiliyor her şey?

8 Şubat 2017 Çarşamba

DİZİ ÖNERİLERİ

Ezel
Leyla İle Mecnun
The Mentalist
Bones
Perception
Supernatural
Rizzoli and Isles
Sherlock
True Detective
Arrow
Justified
Avrupa Yakası